13 Şubat 2008 Çarşamba

Mustafa SARIGÜL'den Sinoptaki camiye destek


Şişli Belediye başkanı Mustafa Sarıgül, Sinop'ta bir köy muhtarının talebi üzerine köy camisinin minaresini yaptırdı.

Sinop merkez Lala Köyü muhtarı Mehmet Karaoğlu'nun bir süre önce kendisini ziyaret ederek, köy camisinin eksik olan minaresini yaptırma talebini uygun gören Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, caminin minaresinin yapımını üstlendi. Bunun üzerine İstanbul'da çelik konstrüksiyon esaslı olarak imal edilen yaklaşık 30 metre yüksekliğindeki minarenin parçaları, Sinop'a getirilerek yerine monte edildi. Minarenin kullanılmaya başlaması nedeniyle İstanbul'dan Lala köyüne gelen Sarıgül, düzenlenen açılış törenine katıldı. Köylülerle bir süre sohbet eden Sarıgül, kendisine iletilen talep üzerine caminin eksik olan minaresini yaptırdığını söyledi. Köy muhtarı Mehmet Karaoğlu da caminin yaklaşık 15 yıldır minaresi bulunmadığını belirterek, Sarıgül'e desteği için teşekkür etti.

12 Şubat 2008 Salı

Mustafa Sarıgül'ün 04.02.2008 Tarihli Belediye Meclisi Konuşması


Değerli arkadaşlarım,

Bir çalışma döneminin daha son yılına girmek üzereyiz. Olağan koşullarda mahalli seçimler 2009 Mart ayı içerisinde yapılacak. Ancak biz yarın seçim olacakmış gibi hazır ve tetikte olmalıyız. Dokuz yıldır Şişli Belediyesi’ni birlikte yönetiyoruz. Bu dokuz yılda çok çalıştık. Şişli’yi yurttaşlarımıza daha layık hale getirebilmek için ter döktük, emek verdik. Başarılı da olduk. 9 yıl öncesini hatırlayınız:

Geldiğimizde ciddi sorunlarla karşı karşıyaydık. Bunları saymayacağım, nasıl bir Şişli devraldığımızı çok iyi biliyorsunuz. El ele verdik, büyük bir azimle aklımızı, yüreğimizi ve gücümüzü birleştirdik. İstanbul’un kalbi olan Şişli’yi sadece İstanbul’un değil, Türkiye’nin “Cazibe Merkezi ” haline getirdik.

Çalışmalarımızın karşılığını, geçen seçimlerde rekor kırarak birlikte aldık. Halkımız yaptıklarımızı en güzel şekilde değerlendirdi. Buradan bütün yurttaşlarımıza şükranlarımızı sunuyorum.

Değerli arkadaşlarım,

Yöneticiler sözleriyle değil eserleriyle hatırlanır. Sizler de, bizler de yaptıklarımızla hatırlanacağız. Siz değerli Meclis Üyelerinin de emeği ve alın teriyle, sadece altyapıda ve temel belediyecilik hizmetlerinde değil, bunlar bizim görevimiz değildir, demeden eğitimde, sağlıkta, kültürde, sanatta, sporda, çevre konusunda ve daha birçok alanda Şişli’ye önemli eserler kazandırdık.

Fiziki ömrünü doldurmuş on dört okulumuzu yıkarak, yerine “kolej” hüviyetinde yeni okullar inşa ettik. Onlarcasının onarımını yaparak, öğretmenlerimizin ve öğrencilerimizin, kendilerine yaraşır okullarda ders yapmasına imkan sağladık.

Belediyemizce yaptırılan sağlık merkezilerinde, yurttaşlarımızın kolaylıkla sağlık hizmeti alabilmesine olanak sağladık. İnşallah önümüzdeki dönemde sağlık merkezi olmayan mahalle bırakmayacağız.

Emekli evlerini, zamanlarını üretken olarak değerlendirebilmeleri için emeklilerimizin hizmetine sunduk. Kültüre ve sanata yaptığımız yatırımlarla, Şişli’de kentlilik bilincini en üst düzeye çıkardık. Kentsel dönüşüm projelerimizle, Şişli’nin her mahallesini nişantaşı seviyesine çıkarma gayreti içinde olduk. Sosyal faaliyetlerimizle, çalışanlarımıza, çocuklarımıza, gençlerimize, kız kardeşlerimize, annelerimize, emeklilerimize, engellilerimize, daha insanca bir hayatın imkanlarını sunmaya çalıştık.

Kültürler mozaiği olan Şişli’mizde, her inançtan yurttaşlarımıza, ibadetlerini özgürce yerine getirebilmeleri için, her tür desteği verdik. Şişli’nin daha üretken, daha müreffeh, İşsizinin olmadığı, herkesin barış ve huzur içinde yaşadığı bir yer olması için, ekonomik ve sosyal gelişmeye büyük önem verdik.

Ticaretin canlı, herkesin iş ve aş sahibi olduğu bir yerde, gerginliklerin en aza ineceği, barış ve huzurun kalıcı hale geleceği bilinciyle hareket ettik. Belediyemiz çalışanlarının özverili emeği olmadan, bütün bu faaliyetlerimizin gerçekleşmeyeceğini bilerek, çalışanlarımızın ekonomik, sosyal ve demokratik haklarına sonuna kadar saygılı davrandık.

Değerli arkadaşlarım,

Bütün bu çalışmalarımızın sonucunda herkesin örnek aldığı “Şişli modeli”ni birlikte yarattık.“şişli modeli”ni biraz açmak istiyorum çünkü bu model aslında bir Türkiye modelidir ve dünya görüşümüzü yansıtmaktadır.

“Şişli Modeli” bundan sonra yapacaklarımıza da ışık tutmaktadır.

“Şişli Modeli”, basitçe bir “belediyecilik modeli” olarak görülemez.

“Yerel Yönetim” ve “Yerinden Yönetim”, tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de, çağdaş kamu yönetiminin, önemi giderek artan kavramları haline gelmiştir. Yerel yönetim anlayışı ise devlet yönetimi hakkındaki fikirleri de yansıtmaktadır. Bizim yerel yönetim anlayışımız her şeyden önce, gelişme ve kalkınma, demokratikleşme, çağdaşlaşma, dayanışma, sosyal adalet ve katılımcılık ilkelerine dayanıyor. Gelişme ve kalkınma ilkesiyle, bütün yurttaşlarımızın refahını arttırmayı, herkesi aş ve iş sahibi yapmayı, ticareti canlandırmayı, Şişli’yi ekonomik zenginliğin odak noktası haline getirmeyi amaçlıyoruz.

Nasıl ki Şişli’de bu amaç doğrultusunda azimle çalışmaya devam ediyorsak, Hedefimiz, Türkiye’nin de hızla kalkınması, milli gelirini arttırması, herkesin artan gelirden adaletli pay aldığı bir ekonomik düzeni yaratmaktır. Bir başka deyişle, daha çok zenginin olduğu ama hiç kimsenin yoksul olmadığı bir ülke, bizim özlemimizdir.

Demokratikleşme ve çağdaşlaşma, bizim için bir ve ayrılmaz iki temel hedeftir. Bu hedef doğrultusunda, bir yandan Şişli’mizi, laiklik başta olmak üzere, cumhuriyetimizin temel kazanımlarının, en üst düzeyde korunduğu ve Mustafa Kemal Atatürk’ün işaret ettiği, “çağdaş uygarlık seviyesi”ne ulaşılan bir yer haline getirmeye çalışıyoruz. Diğer yandan, Şişli’de, hangi dilden, dinden, inançtan, etnik kökenden veya düşünceden olursa olsun, bütün yurttaşlarımızın kendilerini özgürce ifade edebildiği bir demokratik barış iklimini birlikte oluşturuyoruz. Bu anlayışımızın, Türkiye’de de egemen olmasını istiyoruz ve yine istiyoruz ki ülkemizde her alanda hukuk egemen olsun, hukukun üstünlüğü her alanda sağlansın.

Değerli arkadaşlarım,

Dayanışma ve sosyal adalet derken, Şişli’de yaşayan bütün yurttaşlarımızın, sorununa ortak, derdine derman olacak bir çalışmayı anlıyoruz. Demokrasinin birinci basamağı olan muhtarlarımızın da katkılarıyla, hangi evde bir dert varsa, nerede bir muhtaç varsa yardım elimizi uzatıyoruz. Bunu yaparken büyük bir sosyal dayanışma ağıyla hareket ediyoruz. Sosyal adaletin en temel insan haklarından biri olduğu bilinciyle davranıyoruz. İstiyoruz ki sosyal adalet,ülke sathında da yaygınlaşsın, herkes insanca yaşam düzeyinde bir ömür sürsün, bu ülkenin yurttaşı olmaktan onur ve gurur duysun. Bu hedefe ulaşmanın, sosyal devleti daha da güçlendirmekten ve kurumsal hale getirmekten geçtiğini biliyoruz.

Bütün çalışmalarımızda, başta yurttaşlarımız olmak üzere, sivil toplum örgütlerimizin, siyasi partilerin, belediyemiz çalışanlarının ve siz değerli belediye meclisi üyelerinin katılımına büyük önem veriyor. Birlikte karar alıyor ve birlikte yönetiyoruz. İstiyoruz ki, ülkemizde de, demokrasi ve katılımcılık sözde kalmasın, her kesim demokratik ve siyasal örgütleri aracılığıyla ülke yönetimine katkı verebilsinler.

Değerli arkadaşlarım,

Bu ilkeler, bizim hayat çizgimizin ve doğrultu tutarlılığımızın simgesidir. Nereden geldiğimizi ve nereye gitmek istediğimizi çok iyi biliyoruz. Günübirlik değil, uzun vadeli bakıyoruz. Unutmayınız:

Büyük devletler ile küçük devletler arasındaki fark, büyük devletlerin kısa, orta ve uzun vadeli planlarının olması, küçük devletin ise hiçbir planının olmamasıdır. Aynısı siyasetçiler için de geçerlidir. Başarılı siyasetçiler bir plan dahilinde hareket ederler. Başarısız olanlar ise günübirlik davranırlar. Bu nedenle de zigzag yapmaktan kurtulamazlar. Biz dün neysek bugün de oyuz. Aynı zamanda gerçekçiyiz ve değişimciyiz. Değişim olmadan gelişim olmayacağını da çok iyi biliyoruz. Değerli arkadaşlarım, Bugün Türkiye’nin her yerinde bir “ Şişli Modeli”nden söz ediliyor ve örnek alınıyorsa, bunu yaratan sizlersiniz. Eserinizle övünmelisiniz. Bu başarıya kem gözlerle bakanlar ve kıskananlar olabilir. Siyasi hayatlarında hiç bir başarıya imza atmamış olanlar, koltukları uğruna her gün daha da küçülenler oklarını bize çevirmiş de olabilir. Her hükümdar son günlerini yaşarken kendine yeni sadrazamlar bulabilir. Bu sadrazamlar, tek derdi tahtını korumak isteyen hükümdara, “siz çok iyisiniz” de diyebilir. Oysa gerçek halkın içindedir. Demokrasi halkın içindedir. Siz de kişilere değil, halka inanmalı, halka güvenmelisiniz. Değerli arkadaşlarım, Birileri sadece koltuğunu düşünüyor, biz ise sadece ve sadece Şişli’yi ve Türkiye’yi düşünüyoruz. Birileri hırsını aklının, menfaatini düşüncesinin önüne koyuyor. Biz ise halkımız ve ülkemiz için çalışıyoruz. Bazıları Diyarbakır’ı, İzmir’i almaya çalışıyor. Birileri ise gözünü Şişli’ye dikmiş, Mustafa Sarıgül ve arkadaşlarını nasıl zayıflatırım, diye plan yapıyor. Buradan ilan ediyorum: Şişli’yi kimin alacağına halk karar verir ama biz düşüncemizi sadece şişli yönetimine değil, mutlaka ülke yönetimine de taşıyacağız ve iktidar yapacağız. Bundan kimsenin kuşkusu olmasın. Yine kimsenin kuşkusu olmasın ki, zulme boyun eğmeyeceğiz, zalimin karşısında dik duracağız. Zalimle ittifak edenler mutlaka hüsrana uğrayacak. Bugüne kadar makam düşkünlüğü ve menfaat hırsından hep uzak olduk, bundan sonra da uzak olacağız. Ölçülü, ilkeli, onurlu duruşumuzu sürdüreceğiz. Halkımızın zarar gördüğü hiçbir işe evet demedik, bundan sonra da demeyeceğiz. Amacımız hep halkın umudu olmak, halkı umutvar etmek olacaktır. Hakkımızı da sadece ve sadece milletin vicdanında arayacağız. Ben bütün yurttaşlarımız için, Sadece barış, özgürlük, mutluluk ve huzur istiyorum. Benim görevim dertli yüzleri güldürmek, mazlumun derdine derman olmaktır. Buradan söz veriyorum: zulüm ve haksızlık her zaman bizden uzak olacak. Biz her zaman haksızlığa maruz kalanların, mazlumların yanında olacağız. Hür ve onurlu duruşumuz her zaman devam edecek. Değerli arkadaşlarım, Uzun yıllardan beri birlikte çalışıyor, yol arkadaşlığı yapıyoruz. Yol ve mücadele arkadaşlığı önemlidir. Dürüst olmak, açık olmak ilkemizdir. Güçlü ile birlikte olmak yerine, haklı ile birlikte olmak gerekir. Biz haklı olanlardanız, çünkü halkın yanındayız. Bundan sonra da birlikte yürüyecek, birlikte başaracağız. “sevgi kazanacak” diyerek birlikte yola çıktık ve sevgi kazandı. Şimdi görevimiz o sevgiyi korumak ve daha da büyütmektir. Benim ideolojim ve hayat çizgim bellidir. Sizden tek isteğim ilkelere bağlılık ve cesarettir. Sadece gerçeğin peşinden gidelim. Hedefe inanalım ve buna göre çalışalım. Herkesin sosyal demokrasi ile gurur duyacağı bir Şişli ve Türkiye yaratalım. Şuna yürekten inanıyorum: Ev ev, kapı kapı dolaşacağız. Yurttaşlarımızın desteğiyle, önümüzdeki seçimde Şişli ve Türkiye rekoru kıracağız. Sizlere çağrım şudur: Geriye değil geleceğe bakın. Günübirlik politikalara takılmak yerine, geleceği ümitle bekleyin. Sizler Şişli’nin kahramanları olun, onurluların şahı olun. Kapıları açıyorum. içeride ne kadar kalacağınıza siz karar verin, Birlikte karar verelim. Rekor kırmanın ve kazanmanın keyfini hep birlikte yaşayalım. Şundan emin olunuz ki, Şişli’nin ve Türkiye’nin geleceği daha iyi olacaktır.

Yerel seçim Türkiye için yeni bir milat olacaktır. Kendinizi bu milata hazırlayın. Şişli için, gelecek için, Türkiye için, emeğinize ve alın terinize sahip çıkın. Evet, “sevgi kazanacak” diye yola çıktık. Sevgi kazandı.

Şimdi buradan bütün yurttaşlarımıza seslenmek istiyorum: Bundan sonra da “sevginiz için varız!”

Yolumuz açık olsun!

Hepinizi sevgiyle, saygıyla selamlıyorum.

10 Şubat 2008 Pazar

Başkanımız hakkındaki iddialara verdiğim cevap

Mustafa SARIGÜL cevap
Değerli yoldaşlarım. Forumunuza ziyaret amacıyla üye oldum ve beğendim. Ben sarigulcuyuz.biz'in yöneticisiyim. Bazı yoldaşlarımızın başkanımız Mustafa Sarıgül'le ilgili tereddütleri bazılarınında eleştirilerini olduğunu gördüm. Sanırım bi cevap bekliyosunuz bende yardımcı olmak isterim.

Sarıgül'e deniliyorki Amerikancı v.b. Fakat bu iddiaları ortaya atanlar bir türlü kanıt gösteremiyor. Diyelimki Sarıgül Amerikancı; peki niye hala CHP'nin başına geçemedi. Amerikancı olsaydı elini kolunu sallaya sallaya başkan olurdu. Baykalda hiçbişey yapamazdı. Diyenler var Amerikaya niye gitti ozaman? Sarıgül'ün Amerika'ya gitmesindeki amaç ABD'deki Türk lobisinde çıkan ayrılıkları çözüme kavuşturmak, Türklere birlik çağrısı yapmak. Buna benzer olarak Almanya'yada gitti. Nedeni ise Türk yanlısı olan SPD (Alman Sosyal demokrat Partisi) 'ye Türkler tarafından destek verilmesi.
Bide dolandırıcı gibi çirkin iftiralar atılıyor. Madem Mustafa SARIGÜL dolandırıcı, niye ona karşı açılan 32 davanın 32sinide kazandı?

Ayrıca niye Sarıgül? Çünkü Kemalizmin iktidar olması için halka inmesi lazım. Yani varoşlardan, kırsal kesimden ve doğudan oy alması lazım. Bunu başarabilecek tek Kemalist lider Sarıgüldür. Bunu slogan atarak değil anketlere ve halka kulak vererek söylüyoruz. Farkediyorsanız Mustafa SARIGÜL Anadolu gezileri yapıyor. En son Diyarbakır, Muş ve Batman'a gitti. Gittiği her yerde halk tarafından, dernekler ve sivil toplum örgütleri tarafından protokolle karşılanıyor. İlginin büyük olduğu apaçık ortada.

Şunuda açıkça söyleyebiliriz; Kahrolsun Amerikan emperyalizmi!!! Yaşasın Kemalizm!!!

Kendi sitemize sizin forumunuzu ekliycem. Sizleride bekleriz forumumuza. Artık birlik zamanı. Kemalizm hareketi zamanı. En yakın zamanda görüşmek dileğiyle...
www.sarigulcuyuz.biz/forum [ULUBaTLI]

Sarıgül, yangın faciasında hayatını kaybeden yurttaşlarımızı anmak için Almanya’yadaydı.



Şişli Belediye Başkanı Mustafa Sarıgül, Almanya’nın Ludwigshafen şehrinde 9 Türk vatandaşımızın ölümüyle sonuçlanan yangın faciasında hayatını kaybedenleri anmak için Almanya’ya gitti.

Mustafa Sarıgül, Avrupa Parlementosu eski milletvekili Ozan Ceyhun ve Rheinland-Pfaiz Türk Dernekleri Organizasyon Komitesi Başkanı Bayram Türkoğlu ile beraber Ludwigsafen kentindeki yanan binanın önüne çiçek bırakarak burada hayatını kaybeden yurttaşlarımızı andı ve saygı duruşunda bulundu. Sarıgül daha sonra bölgedeki yurttaşlarımızı ziyaret etti.


Hessen Eyaleti seçim sonuçları belli oldu…


Hessen Eyaleti'nde yapılan seçimlerin sonuçlarına göre SPD önde. Bu sonuçlara göre Mürvet Öztürk(Grüne) ve Turgut Yüksel(SPD) Hessen Eyaleti Meclisi'ne girmeyi garantilediler.

Almanya'da iki eyalette seçim vardı. Hessen ve Aşağı Saksonya eyaletlerinde yaşayanlar yeni bir meclisi oluşturabilmek için sandığa gitti. İki eyalette yaşayan yaklaşık 140 bin Türk kökenli de sandık başına gitti. Hessen ve Aşağı Saksonya'yı 5 yıl yönetecek hükümetin belirlenmesi için oy kullandı. Oy verme işlemi saat 8.00 başlayıp akşam saat 18.00'e kadar sürdü.

Bu sonuçlarla birlikte Koch Hüümeti alınan yüzde 36,8'lik oy oanına rağmen yıkılmış oldu. CDU'nun FDP ile de koalisyon yapma olasılığı bulunmuyor.

SPD'nin Başbakan adayı Andrea Ypsilanti sonuçlardan sonra partililere yaptığı konuşmada sonuçlardan çok mutlu olduğunu belirtti. Kendisine destek veren herkese teşkkür eden Ypsilanti,"Biz bu ülkedeki diğer kültürel ve politik gruplar içinde çalıştık ve kazandık. Savunduğumuz konularda haklı çıktık. Asgari ücret, eğitim ve enerji konularında ne kadar da doğru görüşler içinde bulunduğumuzu halkımız da destekledi. Son dakikakaya kadar kazanmak için elimizden geleni yaptık. Çabalarımız boşa çıkmadı. Birbirimize verdiğimiz destek muhteşemdi." dedi.

Seçime katılım oranı yüzde 65 oldu.
- Her beş kişiden birinin göçmen olduğu Frankurt kentinde ise öğle saatlerinde seçime katılma oranı, 5 yıl öncekine göre 1,5 puan artarak yüzde 20,1'e yükseldi.
- Hessen'deki SPD'liler, eş, dost ve ailelere, seçime katılmayı hatırlatmak için cep telefonuyla yoğun bir SMS trafiği gerçekleştirdi.

Şırnak'taki Şişli


Artık iki Şişli var... Biri İstanbul'da, diğeri 1200 kilometre uzakta... Şırnak'ta!

Doğu'dakinin asıl adı Şenoba ama "Şırnak'ın Şişli'si" diyor o toprakların sahibi Babat Aşireti. Köy irisi Şenoba'yı bıçak gibi kesen asfaltta nazik beyler, zarif hanımlar piyasa yapmasa da, alışveriş fantezisi kırık-dökük bakkaldaki gofret-cipsle sınırlı olsa da orası artık Şişli! Çünkü Mustafa Sarıgül "havasını değiştirdi" Şenoba'nın. Onları duydu, dinledi, el verdi.

Şenoba'daki 1500 korucu ve onların aileleri televizyonda görmüşlerdi Sarıgül'ü. Beyazcamdan tanımışlar, ısınmışlardı. Şişli nere, Şırnak nere; acaba kendilerini duyar mıydı?

"Rica"larını eski dostları bana ve yeni ümitleri Sarıgül'e iki kopya gönderdiler. Geçen hafta Ters Köşe'de yazdım. Aynı gün şöyle bir mail aldım:

"Sayın Ercan Güven,
....Milliyet gazetesinde 17 Ocak Perşembe günü "Şırnak'tan Şişli'ye Mektup" başlığıyla yayımladığınız yazınızı okudum. Şırnak'taki yurttaşlarımızın sesini bize ulaştırdığınız için çok teşekkür ediyorum. Şenoba Spor Kulübü'nün ihtiyaçlarını temin etmek için arkadaşlarımı görevlendirdim....
Mustafa Sarıgül-Şişli Belediye Başkanı"

Tamam... Sayın Mustafa Sarıgül bir siyasetçi... Ama "Vardır bir hesabı" diyemiyor insan. Şırnak'ın Şenoba'sındaki oylardan ona ne? "Olsa" da helal olsun Sarıgül'e. Çünkü bu olay seçimden önce kömür dağıtmaya benzemiyor seçmene. Mis gibi insan kokuyor; insan...

Şenoba ne mi istedi?
Futbol oynuyorlar formaları yok. Voleybol, basketbol var filesi yırtık potası kırık. Bir masa dört sandalye... Hele bir de bilgisayar gelirse... Şu sıra yoldadır her halde. Açtım söyledim Sevgili Hüseyin'e... Hüseyin Ebuzzeydoğlu Şenoba'dan Şırnak'a bir saatlik araba yolunu karda kışta yaya giderek liseyi bitirmiş ve Doğu'da yitirilmiş zekalardan. Şenobaspor başkanı. Ağlamasına ramak kaldı. Bir saat sonra topladığı muhtar heyeti yanından beni aradı ve bir iki talebilim daha var Şişli Belediyesi'nden dedi!
-Nedir?
-Afiş, pankart, bayrak da göndersinler lütfen. Burayı Şişli yapacağız. Bu bir insanlık öyküsü anlayacağınız.

Sadece sevgi hissi yaratıyor. Dayanışmanın lezzetini getiriyor damağa. Kardeşliği ölmeden gömüldüğü mezarından çıkarıyor.

Bize teşekkür kalıyor...
Bölücü örgütten baskın yedikçe güçlenip dikilen, bir yandan da spor yaparak insanlık dışı hainlere insanlığı gösteren Şenoba halkına ve onları kucaklayan Sarıgül'e.

NOT: Yine elimi tutamayacağım ve gittiği yeri hesaplamadan yazacağım. Ben "Sarıgülcü" falan değilim. İnsanı, sporu seveni severim. Zamanında parti liderleri ile "Türkiye ve spor" konulu röportaj yaparken sadece Deniz Baykal'dan randevu alamamış bir gazeteciyim. Güneydoğu'nun ücra bir köyünden gelen ricayı emir telakki eden Sayın Sargül'ün aynı partiden kronik başkan adaylığı sadece raslantıdır.

25.01.2008 - Milliyet Gazetesi

26 Ocak 2008 Cumartesi

Biz de hayranız!

CHP�nin �Reis Bey�i CNN Türk�te bir programa katıldı ve �Türkiye, din devletine mi gider demek istiyorsunuz� diye soran gazeteciye, �Bunu görmeyenlere hayranım� karşılığını verdi.
Ardından da ülkenin 20 yıl sonra nasıl bir noktaya geleceğinin düşünülmesi gerektiğini söyledi...

***

Biz hep düşünüyoruz Reis Bey!
Sadece düşünmekle kalmıyor, �küfür, tehdit ve hakarete uğramak�, �darbecilikle suçlanmak� pahasına her fırsatta yazıyoruz bu tehlikeyi...
Uykularımız kaçıyor!
Peki; sen ne yapıyorsun?
Türkiye�yi bu gidişten kurtaracak belki de tek siyasi yapılanmanın başına kazık çaktın; milyonlarca yurtseveri CHP�den uzak, parçalanmış bir halde, �adressiz� tutarak AKP�ye hizmet ediyorsun...
Öylesine açık hizmet ediyorsun ki, Başbakan bile sana herkesin önünde teşekkür etme gereği duyuyor!
Çünkü milyonlarca laik, demokrat, cumhuriyetçi vatandaş senin yüzünden CHP�nin yanına bile yaklaşmıyor!
Kendisini partinize oy vermek zorunda hisseden yüz binlerce kişi de, �Oyumun sana yarayan kısmı haram olsun Baykal� diyerek gidiyor sandık başına...
Değişik görüşlere gösterdiğin tahammülsüzlükle...
Dar kadrocu, hizipçi yönetim anlayışınla...
Sekreterinle, avukatınla, eşinle, dostunla...
Kurultaylarda koltuğuna talip olan her adayı döven, yumruklayan, kafa atan, eşlerini taciz eden adamlarınla yedin, bitirdin bu partiyi!

***

Milyonlarca CHP�li, söylediklerine, düşündüklerine değil...
Sana karşı Reis Bey!
CHP�yi güdükleştirmene, işlevsizleştirmene, AKP�ye hizmet eder hale getirmene karşı!
Formül çok basit; o saray gibi binadan, makam odasından, altındaki lüks arabadan, imtiyazlarından, ilişkilerinden vazgeçecek ve bugüne kadar seni taşıma tahammülü gösteren herkese teşekkür edip köşene çekileceksin!
Eğer ille de siyaset yapmak istiyorsan, evinde eşine muhalefet edeceksin...
Sana söz; ülke sorunları hakkında �fikrin geldiğinde� bana telefon edersin, �Bitti, gitti� demem, söylediklerini yayınlarım!
Ama bu kadar!

***

Kısacası, git, çekil, ayrıl, bırak; bir hezimet daha yaşatmadan kurtar şu partiyi kendinden!
Yerine gelecek en basiretsiz yöneticinin bile CHP�yi senden çok daha iyi yöneteceğini, senden daha iyi muhalefet edeceğini, en azından AKP�ye hizmet etmeyeceğini gör artık!
İşte senin görmediğin de bu Reis Bey!
Biz de bu yüzden sana hayranız...

*****